Gebelikte bozulmuş yeme tutumları gebelik sonuçlarını ve yenidoğan sağlığını önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle, erken tanı ve müdahaleyi kolaylaştırmak amacıyla bu konulara odaklanmada perinatal danışmanlık ve obstetrik bakım hayati önem taşımaktadır. Gebelik sırasında ve öncesinde yeme bozuklukları; düşükler, fetal büyüme problemleri, perinatal mortalite, düşük ya da yüksek doğum ağırlığı, erken doğum ve doğum kusurları gibi gebelik komplikasyonları ve olumsuz doğum sonuçları riskini artırmaktadır. Gebelik sırasında yeme bozukluğu ve özellikle önerilen ağırlığın üzerinde ağırlık artışı olan kadınlar üzerine odaklanmak gerekmektedir. Yeni doğum yapmış kadınlar çoğu zaman evde yalnız olduklarından bu durum yeme davranışı bozukluğuna yeterli fırsat sunmaktadır. Bu kadınlar, doğum sonrası yeme davranışını etkileyebilen doğum sonrası depresyonu ve anksiyetesi yaşandığı için yüksek risk altındadırlar. Yeterli ve dengeli beslenme hayatın her döneminde olduğu gibi sağlıklı bir gebelik için en önemli faktörlerden birisidir. Prekonsepsiyonel dönemden başlayarak gebelik süresince ve postpartum dönemde enerji ve besin ögelerinin yeterli düzeylerde alımı ile anne ve bebek sağlığı arasındaki kanıtlanmış ilişkiye dayanarak, yeme davranış bozukluklarının gebelikte ve sonrasında ortaya çıkarabileceği komplikasyonlarının önlenmesinde ve tedavisinde beslenme ile ilgili gerekli uygulamalar araştırılmalı ve dikkatle değerlendirilmelidir. Gebelik öncesi ve/veya gebelik döneminde yeme davranış bozukluğu gelişen kadınlarda yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak erken doğum (prematüre), intrautein büyüme geriliği (IUBG), düşük doğum ağırlıklı bebek ve neonatal ölüm riski artırmaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme sonucu oluşabilecek bu sorunlar, özellikle 18 yaş altı adölesan gebelerde ve genç yetişkin kadınlarda, daha fazla görülmektedir. Gebelikte, maternal metabolizma üzerine fetal metabolizmanın eklenmesiyle birlikte artan gereksinmelerin karşılanabilmesi için yeterli ve dengeli beslenme büyük önem kazanmaktadır. Gebelikte ve gebelik öncesindeki vücut ağırlığı doğum öncesi sonuçları etkileyen en önemli etkin faktördür. Anne ve bebek sağlığı açısından en iyi sonuçların elde edilebilmesi için annenin hem gebeliğe normal vücut ağırlığıyla başlaması hem de gebelik süresince önerilenin altında veya üzerinde vücut ağırlığındaki artışın önlenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda DSM-V kriterlerine göre yapılan değerlendirme ile yeme davranış bozukluğu şüphesi olan gebeler, kadın doğum uzmanları tarafından diyetisyene yönlendirilmelidir. Yeme davranış bozukluğu şüphesi olmasa bile; gebelik ve pospartum süresince sosyal, psikolojik ve fiziksel değişiklikler yaşanması sebebiyle bu dönemlerde multidisipliner çalışma oldukça önemlidir. Yeme davranış bozukluğu hikayesi olan ve/veya gelişen kadınların ağırlık kazanımları yakından izlenmeli ve erken beslenme müdahaleleri, maternal vitamin-mineral suplementasyonları yapılmalıdır. Yeme bozuklukları ile ilgili çalışmalarda gebelik dönemlerine ilişkin besin tüketimlerinin çok ayrıntılı alınmaması, erken/geç dönem yeme bozukluğu riskinin ortaya çıkışında pre/perikonsepsiyonel besin ögelerinin suplementasyonların ve ilişkili kofaktörlerin etkisinin tam olarak aydınlatılamamış olması gebelik ve postpartum dönemde yeme bozukluklarının etkilerini gösteren daha fazla çalışmaya gerek duyulmaktadır.
Laktasyon dönemi gebelik gibi kadınlar ve bebekler için özel dönemler arasında sayılmaktadır. Laktasyon döneminde kadın metabolizması değişmektedir. Bu nedenle hassas bir dönemdir. Bu hassas dönemi anne ve bebek için en verimli şekilde geçirmek temel hedefler arasında olmalıdır. Bu hedefler arasında; anne ve bebeği hastalıklardan korumak, optimum beslenme, büyüme ve gelişme, aralarında kuvvetli bir bağ ve sevginin oluşmasını sağlamak sayılabilir. Ancak bu hedefler yerine getirildiğinde verimli bir laktasyon dönemi geçirilmiş olur. Bu verimin temeli de yeterli ve dengeli beslenmeye dayanmaktadır. Artan enerji gereksinmesini karşılayacak şekilde yeterli ve dengeli beslenme sağlandığında anne ve hastalıklardan korunmuş olur. Bebek gelecek dönemde yakalanacağı metabolik hastalıklardan korunmuş olur. Anne makro ve mikro besin ögelerinden yeterli miktarda aldığında bebeğiyle ve günlük işleriyle verimli bir şekilde ilgilenir. Bebeğin büyüme ve gelişmesi optimum şekilde olması sağlanır. Yeterli ve dengeli beslenme temelinde makro besin ögeleri ve enerji gereksinmesi bulunmaktadır. Ancak bu besin ögelerinden uygun miktarlarda alındığında sağlıklı bir diyetten söz edilebilir. Laktasyon dönemi her ne kadar anne ve bebek için hassas bir dönem olsa da bebek için anneye göre daha avantajlı bir dönemdir. Çünkü bu dönemde anne sütü çoğunlukla anne depolarından üretilmektedir. Yetersiz beslenme durumu söz konusu olduğunda bebek etkilenmez. Ancak uzun dönem beslenme yetersizliklerinde ya da yağ asit bileşeninden etkilenmektedir.
Anahtar Kelimeler: Diyestisyen | Hamilelik Beslenme | Gebelikte Beslenme | Emzirme Dönemi Beslenme