Değerli Ruh Sağlığı Uzmanları,
Pandemi sürecinde psikolog, psikolojik danışman, psikiyatrist ve tıp hekimlerinin gelişimlerine destek olmak, bilgilerini tazelemek amacıyla başlattığımız atölye çalışmalarına kısa bir ara verdikten sonra yeniden “ULUSLARARARSI PSİKOTERAPİ ZİRVELERİ” ile sizlerleyiz.
Ülkemizde ve ülkemiz dışından ruh sağlığı alanında önde gelen isimleri sizler için davet ederek bir program hazırladık.
Bu kapsamda 16 Eylül 2020 Çarşamba günü 22:00 ‘da Dr. Timur Harzadın tarafından gerçekleşecek “Kayıp ve Yas Terapisi” programı için kayıtlarımız programdan 1 gün önce açılacaktır. Kayıtlar kapanmadan yerinizi almayı unutmayın.
(Kontenjan 1000 kişi ile sınırlıdır, dolmadan kaydınızı yaptırmanız önerilir.)
Program giriş bilgileri aşağıdaki whatsapp ve telegram gruplarına gönderilmektedir. Giriş bilgileri için herhangi bir grupta olmanız yeterlidir.
Kayıp ve Yas Terapisi
Yakınını kaybeden herkes için sevilen birinin ölümü acı verici ve zorlu bir deneyim olarak kabul edilir. "Yas" kavramı, kişinin kayıptan sonra yaşaması gereken doğal bir süreç olarak görülmektedir. Bu süreçte insanlar kayıplarını ya da ölümlerini inkar ederler ve günlük işlevselliklerinde bozulmalar görülebilir. İnsanlar kendilerine bakamazlar, aile ve sosyal ilişkilerini sürdüremezler. Aynı zamanda yakınını kaybetmiş yas sürecinde olan bireylerde bazı psikolojik sorunlar da görülebilir.
Kişi yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürmek istiyorsa yas sürecini yaşamalı ve tamamlamalıdır. Bu sürecin sonunda kayıp yaşamış olan kişi, kaybı kabul ederek ona katlanmayı öğrenir. Yas süreci doğal ve normaldir. Kişiler bu süreçte zorluklarla karşılaşabilir, bu nedenle bu süreci tamamlamak için zamana ve gerekli olduğunda bireyin psikoloğa giderek profesyonel destek almasına ihtiyaç vardır.
Yas Nedir?
Sevdiklerini kaybetmek ya da ayrılmak insanlar için oldukça sancılı bir süreçtir. Kaybettikten sonra herkes farklı tepki verir. İnsanların kayıp sonrası fiziksel, bilişsel, davranışsal ve duygusal tepkilerine "Yas" denir. Yas, keder psikolojik bir bozukluk değil, doğal bir süreçtir. Herkesin yas sürecinde farklı olmasına rağmen, çoğu insan bazı ortak aşamalardan geçer. Bunlar; uyuşukluk, inkar, öfke, çaresizlik ve kabullenmedir.
Kayıp ve Yas Süreci Aşamaları
Hissizlik: Kayıp ve yas sırasında yaşanan ilk aşama hissizliktir. Bu aşamada kişi sevdiği birinin ölüm haberini yeni almıştır ya da sevdiğinden yeni ayrılmıştır. Yaşanan olayın ne olduğunu anlamak onun için zordur, bu yüzden cevap veremez, hissizleşir birey şok olur.
İnkar: İnsanlar sevilen birinin ölümünü kabullenmekte ya da sevilen birinden ayrılmakta zorlanır ve inkar etmeye başlar. Ölen kişi hala yaşıyormuş gibi davranabilir veya çevrelerine hala sevdikleriyle birlikte olduklarını söyleyebilirler.
Öfke: Kişi, sevilen birinin kaybı sırasında hiçbir şey yapamadığı için öfkelenir. Bazen ölen kişiye ya da giden kişiye "Beni neden bıraktın" diye kızabilir.
Çaresizlik: Kişi öldükten veya gittikten sonra yapabileceği bir şey olmadığı için çaresiz hisseder.
Kabulleniş: Bu aşamada artık kişi sevdiklerinin ölümünü ya da ayrılmasını kabullenir ve bu kayıpların ardından nasıl bir yol izleyeceğine karar vermeye başlar.
Kayıp ve Yas Sürecinin Belirtileri
Kayıp ve yas herkesin farklı yaşadığı bir süreçtir, bireye özgüdür. Her insanın yas sürecinde olduğunu gösteren belirtiler farklı olabilir. Ancak, bu kayıp ve yas sürecini yaşayan insanlar da bazı ortak belirtiler görülecektir. Bu belirtiler fiziksel, duygusal, bilişsel ve davranışsal olarak ayrılabilir.
Fiziksel belirtiler: Kişiler yas sürecinde nefes alamıyor olmaktan ve yorgunluktan şikayet edebilirler. Ayrıca, iştah azalması veya iştah artışı yaşayabilirler.
Duygusal belirtiler: Mutsuzluk, üzüntü, çaresizlik, suçluluk, umutsuzluk ve öfke gibi duygusal belirtiler genellikle yas sürecinde ortaya çıkar.
Bilişsel belirtiler: dikkat dağınıklığı, unutkanlık, konsantre olamama, olumsuz ve kötü düşünceler Davranışsal belirtiler: Yas sürecindeki bazı kişiler yaşadıkları acı nedeniyle çevrelerinden uzak dururlar. Bazen kaybolanların yokluğuna uyum sağlayamadıkları için onları hatırlatan her şeyden kaçınmaya çalışırlar.
Kayıp ve Yas Süreci Türleri
Yas tutma tepkisinde gözlemlenen bireysel farklılıklar ve yas sürecini etkileyen faktörlerin çeşitliliği nedeniyle yas üç farklı şekilde tanımlanmaktadır.
Normal Yas: Eksik veya akut yas olarak ifade edilir. İnsanların kayıptan sonra gözlemledikleri duygusal, bilişsel, fiziksel ve davranışsal tepkileri tanımlar ve bu kaybın doğal bir sonucudur.
Patolojik/karmaşık Yas: Kaybın üzerinden en az altı ay geçse dahi, kaybı yaşayan kişinin işlevinin giderek bozulması olarak ortaya çıkan bir sorun olarak tanımlanabilir. Bir kişi normal yas evresini geçemediğinde ve yas sürecini tamamlayamaz hale geldiğinde patolojik bir tepki oluşur. Anormal üzüntü, karmaşık üzüntü, kılık değiştirmiş yaş, çözülmemiş üzüntü, gecikmiş üzüntü ve kronik üzüntü gibi farklı isimlerle adlandırılabilir. Bu tür yasta insanların yas tepkisi uzun sürecek ve kayıp sonrası acı artacaktır. Karmaşık yas, ölüme inanmama, yoğun arzu ve öfke ve kayıp üzerinde yoğunlaşma ile karakterizedir.
Travmatik Yas: Kaza sonucu veya beklenmedik bir şekilde gerçekleşen ölüm sonucu sevdiklerini kaybeden kişilerin tepkisidir. Bu tepkilerin insan fonksiyonlarını bozması olarak tanımlanabilir. Kayıp sonrası yas normal ve doğal bir tepki olarak kabul edilir, ancak ani kazalar ve şiddetli travmatik yas bu normal yas sürecini etkileyebilir. Bu travmatik etki ruhsal ve bedensel hastalık riskini de beraberinde getirmektedir. Travmatik kayıp, insanların başa çıkma mekanizmalarını ve dünyayı nasıl algıladıklarına dair beklentilerine önemli ölçüde zarar verir. Travmatik yas nedeniyle, yas tutma yanıtının çözüm süreci uzamıştır. Travmatik yas yaşayan bireylerde travma sonrası stres bozukluğu görülebilir.
Gelişimsel Dönemlere Özgü Yas Tepkileri
Bebeklik: Doğum anından üç yaşındaki bebeklik dönemine kadar ölüm kavramı henüz oluşmamıştır. Ancak bebek bakıcının yokluğunu hissedecek ve fark edecektir. Genel tepki, daha sık ağlama ve yeme ve uyku alışkanlıklarında belirgin değişikliklerdir. Çocuk bakıcısını( öncelikli bakım verenini) etrafında araştırır ve dönmesini bekler durumda olduğu görüldü.
Okul öncesi yaş: Ölümün yaşam fonksiyonunu durduğunu veya bitirdiğini anlayamazlar. Annem ölürse nasıl nefes alacak? Gibi ölümle ilgili soru sorabilirler. Cennet gibi soyut kavramları anlayamazlar. Ölen kişinin uykuda olduğu söylenince uyanacaklarını düşünürler ve neden uyanmadığını sorarlar. Bu dönemde sihirli düşünce vardır. Bu dönemde çocuklar ben merkezlidir. Başkalarına veya kendilerine zarar gelmesinin nedenini kendi eylemleri ve düşünceleri olduğunu düşünebilirler. Ölümün sonuçlarını anlayamazlar.
Okul çağı: Ölümün yaşam fonksiyonunun durdurulması ve sona ermesi konusundaki anlayışları yavaş yavaş gelişir. Yedi yaş civarında ölüm kavramını anlamaya başlarlar. On yaş ve üzerindeki çocuklar kendileri dahil her canlının bir gün öleceğini kavrarlar. Ölümü, yaşlılık, kaza vb. belirli nedenlere bağlı olduğunu düşünürler. Sevdiği biri kaybeden okul çağı çocuklarında davranış problemleri, okul başarısında düşüş ve o kişiyi taklit etme görülebilir.
Ergenlik: Bu dönemdeki çocuklar ölüm kavramını soyut olarak anlayabilirler. Ölümün evrensel ve kaçınılmaz olduğunu bilirler ve kendilerinin de ölebileceğini bilirler. Bildikleri ölüm kavramı, geçmiş deneyimlerden ve daha önce tanık oldukları ölümün yorumlanmasından etkilenir. Sevdiği birini kaybeden ergen bireyler aileden ve sosyal çevreden uzaklaşırlar, dikkat sorunları yaşarlar, akademik performansta düşüş yaşarlar ve hayatın anlamını sorgularlar.
Yas Tutmanın Avantajları
Yas tutabilen bireyin beyni sağlıklı ve canlı kalır.
Yas tutabilen kişinin başka kayıplara karşı tahammül düzeyi artar.
Yas tutabilen bireyin yeni şeyleri merak etmesi ve öğrenmesi daha kolaydır.
Sonuç olarak yas tutmak bir tercih değil, bir zorunluluktur.
Tedavi Yaklaşımları
Birey normal yas sürecinden geçiyorsa, genellikle profesyonel yardıma ihtiyaç duyulmaz. Sosyal desteğin varlığı genellikle bu sürecin daha kolay atlatılmasını sağlar. Bireyler patolojik yas belirtileri gösteriyorsa yas sürecini sağlıklı bir şekilde tamamlayabilmeleri için uzman psikolog yardımı almaları gerekir. Psikolog desteği alınarak terapiye başlanması, kayıp sonrası yaşanan ayrılık ile ilgili çatışmaları çözmeyi ve bu sürece uyum sağlamanın temel görevlerini tamamlamayı amaçlar. Görüşmeler haftada bir yapılır ve ortalama 8-10 görüşmeden sonra terapi sonlandırılır.
Yas sürecindeki bireyleri tedavi etmenin temel ilkeleri aşağıdaki gibidir.
Kaybı yaşayan kişi, kaybın gerçek olduğuna ikna edilmelidir.
Kayıp yaşayan insanlar duygularını kabul etmeye çalışmalı ve duygularını ifade etmeleri için onları cesaretlendirmelidir.
Kaybedilen kişi hakkında, duygularını kademeli olarak azaltmanın bir yolu olan bir anı formasyonu oluşturulmalıdır.
Kaybedilen kişi olmadan yaşama devam etmesi desteklenmelidir.
Gelecekte yapılacak plan ve etkinliklerde yasın olumsuz biçimde etkilememesine dikkat edilmelidir. 6.Kayıp yaşandıktan sonraki ilk bir yıl süresinde sıkıntılı zamanlarda kaybı yaşayan kişilere sürekli destek olunmalıdır
Sağlıkla kalın.
Yorumlar